Sürdürülebilirlik, ekonomik ve çevresel gereksinimlerin, gelecek kuşakların yaşam koşullarına zarar vermeden karşılanmasını hedefleyen bir dünya görüşü olarak tanımlanmaktadır.
Sürdürülebilirlik hareketi ilk kez 1972 yılında İsveç Stockholm’da gerçekleşen “United Nations Human Environment Conference” (Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı Deklarasyonu)’ında ortaya çıkmış ve 1987 yılında yayımlanan Brundlant Raporu’nda “Ortak Geleceğimiz” (Our Common Future) sloganı ile ünlenmeye başlamıştır.
Ekolojik dengenin bozulması, küresel ısınma, doğal kaynakların azalması gibi olayların gerçekleşmesi sonucunda oluşan kaygılar ile çevre hareketleri başlamıştır. 1960’lar ve 70’lerde başlayan çevreci hareketlerin hız bulması ile 1990’lardan itibaren de “ekoloji” kavramı tekstil sektöründe büyük etki yapmış, markalar da sürdürülebilirliği esas alarak kendilerini geliştirmeye başlamıştır.
Sürdürülebilir ürün tasarımı (Sustainable product design) kavramı ön plana çıkmış ve birçok marka ile kuruluşlar sürdürülebilirliği temel tutarak üretimlerini gerçekleştirmişlerdir.
Genel olarak amaç; doğal kaynak ve enerji kullanımının azaltılması, maliyetin düşürülmesi ve çevre dostu ürün kullanımının sağlanmasıdır.
Sürdürülebilir tasarıma uygun üretimlerde çevresel etkiler ile karbon ayak izi hesaplanıp doğaya en az zarar verecek şekilde üretim gerçekleştirilmektedir.
1990’larda sürdürülebilirlik kavramı ile doğal ve geri dönüştürülmüş lifler yayınlarda ve fuarlarda ağırlıklı olarak vurgulanmış, 2000’lerin ortalarından itibaren de organik ürünler, yenilebilir elyaflar yeniliklere temel olmuş ve birçok üretici firmanın koleksiyonlarını alternatif materyaller kullanarak oluşturmasına neden olmuştur.
Stella McCartney, lüks moda markalarının çevre dostu üretime geçmelerini destekleyenlerin başında gelmektedir ve 2011 yılından beri Etik Moda İnsiyatifi (Ethical Fashion Institute) ile iş birliği yapmaktadır.
Sıfır atık (zero waste) ilkesiyle hareket eden Avusturyalı tasarımcı Mark Liu, kendi tasarlamış olduğu baskıları kullanarak giysiler üretmiştir.
Elbiselerin yapımı için kullanılan kumaşların hiçbiri israf edilmemiş, ortaya çıkan kumaş artıkları farklı metotlarla başka tasarımlarda kullanılmak üzere tekrar pamuk haline dönüştürülmüştür.
Tasarımcı Gönül Paksoy, sürdürülebilirlik kavramı ile ilgili kendine özgü bir dil oluşturmuş; değerli eski Türk kumaş ve aksesuar parçalarını yeni kumaş ve malzemelerle bir araya getirerek tasarımlarını gerçekleştirmiştir.
Tasarımcı Arzu Kaprol da sürdürülebilir modaya farkındalık yaratmak amacıyla WWF ile bir araya gelerek koleksiyonunda tehlike altında olan bazı hayvan türlerine dikkat çekmiştir.
Gucci, sürdürülebilir üretimi desteklemek için Gucci Off The Grid’i piyasaya sürmüş; yeni koleksiyon tamamen organik, geri dönüşümlü ve sürdürülebilir malzemelerle üretilmiştir.
Son olarak Les Benjamins, satışa sunduğu ESSENTIALS FW20 koleksiyonunu, markanın sürdürülebilirlik konusunda attığı adımlarla duyurdu. İlk kez FW19 ana koleksiyonuyla birlikte, daha ulaşılabilir bir kapsül koleksiyon olarak sunulan Essentials, FW20 sezonunda yeni renk ve tasarımlarının yanı sıra sürdürülebilir olmasıyla dikkat çekiyor.
Son yıllarda Paris, Londra ve New York’ta etik moda showları artış göstermekle birlikte, ekolojik madde ve tekstille ilgili gelişmelerde yaratıcı çözümler üzerinde durulmaya devam edilecek gibi görünüyor.
BİZ SİZİ ARAYALIMLÜTFEN FORMU DOLDURUNUZ